- Anasayfa
- Hakkımda
- Çalışma Alanları
- Aile Terapisi
- Aktarım Odaklı Psikoterapi
- Anksiyete Tedavisi
- Anoreksia Nervoza
- Bilişsel Davranışçı Hipnoterapi
- Bilişsel Davranışçı Terapi
- Bipolar Afektif Bozukluk Tedavisi
- Bulimia Nervoza
- Depresyon Tedavisi
- Dinamik Yönelimli Terapi
- Evlilik-Çift Terapisi
- Hipokondriyazis
- Kabul ve Kararlılık Terapisi
- Konversiyon Bozukluğu Tedavisi
- Obsesif Kompülsif Bozukluk Tedavisi
- Ruhsal Hastalıklarda İlaç Tedavisi
- Şizofreni Tedavisi
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- İletişim
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapi, toplumda çocukluğa inmek olarak bilinen terapidir. Bu terapi türü; kişinin farkında olmadığı bilinçdışı süreçlerin, geçmiş yaşam deneyimlerinin ve kişilik gelişiminin insan davranışı üzerindeki etkilerini baz alarak tasarlanmıştır. O yüzden, kişinin kendisini anlaması ve kendine yönelik farkındalık geliştirmesi olarak da tanımlanabilir.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Terapilerin çıkış kaynağı Psikanalizdir. Dolayısıyla bu tarz terapiler psikanaliz ilkelerini benimser ve dinamik formülasyon ile analitik yöntemlere dayanırlar. Aslında bu terapiler yalnızca ruhsal belirtileri düzeltmekten ziyade, danışanın da isteği ve iş birliğiyle kişinin hoşnut olmadığı özelliklerinden kurtulması gibi kişilikte köklü değişimlere ulaşmayı sağlar. Bu yüzden süreç, yeni nesil psikoterapilerden daha uzun süre devam eder. Ancak süreç tamamlandığında, sorunun ana kaynağına inildiği için daha kalıcı sonuçlar elde edilir.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapi danışanın erken çocukluk dönemiyle ilintili bellek boşluklarını gidermeye aracılık eder. Böylece kişi artık geçmişe takılı kalmayı bırakıp geçmişi tekrarlamaya son verir. Ayrıca davranışlarının altında yatan nedenleri öğrenip sosyal yaşama uyumlu davranış örüntüleri geliştirebilir hale gelir.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapilerin asıl amacı; danışana kendisiyle ilgili içgörü kazandırarak, kişinin alışagelmiş olduğu davranışlarının ve uyumsuz kişilik özelliklerinin değişimini sağlamaktır. Bahsi geçen amaç doğrultusunda seanslarda kişinin çocukluk yaşantıları tüm gerçekliğiyle ve büyük bir titizlikle ele alınır. Böylece danışan hem kendisini hem de sergilediği davranışların nedenini daha iyi anlama olanağı yakalar. Bunun akabindeyse geçmişte yaşanan ve yaşanamayan olayların günümüze yansıyan patolojik yanları iyileştirilir.
Bu terapiler açıklayıcı ve destekleyici olmak üzere iki grupta ele alınır. Açıklayıcı grupta; içgörü yönelimli, açığa çıkarıcı ve çağrışıma dayalı/yorumlayıcı teknikler yer alır. Destekleyici grubu ise ilişki yönelimli, önerisel, bastırıcı veya baskılayıcı teknikler oluşturur.
Klasik Psikanalizde danışan haftada ortalama üç veya dört kez terapi seansına girer. Ancak Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapilerde seansların sıklığı daha esnektir. Örneğin danışan haftada bir gibi bir sıklıkta terapiye devam edebilir. Her bir seansın süresi ise 45-50 dakika kadar sürer.
Dinamik Yönelimli Terapiler, Psikanalize göre daha kısa sürede tamamlanır. Ancak Dinamik (Psikanaliz) Yönelimli Psikoterapi desteği alan danışanların tedavi süresi her vaka için değişkenlik gösterir. Çünkü terapide kullanılan yöntemler, danışanın terapistle iş birliği düzeyi, çocukluk travmalarının yoğunluğu, yeterli sosyal desteğin olup olmaması gibi pek çok faktör sürecin tamamlanması noktasında yadsınamaz etkilere sahiptir.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Terapileri uygulayacak terapistlerin uzun süre, yine bu konuda eğitimini tamamlamış terapistlerin denetimi altında, eğitim görmesi şarttır.
Bu tarz terapilerin uygulanacağı danışanlar terapist tarafından hususi olarak belirlenir. Yani bu tür terapiler yalnızca özel bir danışan grubuna uygulanabilir.
Psikonevrozlar, kişilik bozuklukları, cinsel uyum bozuklukları, psikosomatik bozukluklar; Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapi uygulanabilen gruba verilebilecek örneklerdendir.
Şizofreni hastalığı veya benlik gücü zayıf olan psikotik tabloların söz konu olduğu danışanlar, Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapiye alınmazlar. Çünkü dinamik içgörü kazandırmaya yönelik uygulanan bu tür terapilerin etkin olabilmesi için danışanın gerçeği değerlendirme yetisinin yerinde olması şarttır.
Danışanın, Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapilerden beklentisi; alışageldiği davranış paternleri ve olaylara bakış açısının sosyal ilişkilerine yansımasını fark etmek olmalıdır. Çünkü kişi ancak bu farkındalığa ulaştığında günlük yaşamda karşılaştığı sorunlarla baş etme becerisini ve kendisini geliştirebilir.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapiye başvuracak kişilerin terapi sürecinden beklentisi, asla diğer insanların değişmesi veya kontrol edemeyeceği şeylerin hayal ettiği seyirde ilerlemesi olmamalıdır. Nitekim böyle bir beklenti gerçekçi olmadığı gibi bu tarz terapilerin hedeflerine de aykırıdır. Çünkü eğer bir değişim gerçekleşecekse öncelikle bu değişimi kişinin şahsen istemesi, sonrasında da bu anlamda etkin bir gayret göstermesi şarttır.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapi uygulanırken sık tercih edilen yöntemler; serbest çağrışım, direnç tespiti, aktarım analizi, yorumlama, içgörü kazandırma, dil sürçmelerinin analizi, rüyaların analizi ve çözüm işlemi teknikleridir. Kullanılan teknikler, her vaka ve seans özelinde farklı kombinasyonlarda veya öncelikte olabilir. Ancak böyle bir terapiye alınan hiçbir danışan herhangi bir husus ya da konuda asla yönlendirilmez. Ayrıca hiçbir zaman danışana ne yapıp ne yapmaması gerektiği de söylenmez.
Bu sorunun tek bir doğru cevabı yoktur. Çünkü terapiden yanıt alma süresi, her vakada bir diğerine göre; kalıtımsal, bireysel, ailesel ve çevresel etkenler başta olmak üzere birçok faktörle ilişkili olarak değişkenlik gösterir.
Dinamik (Psikanalitik) Yönelimli Psikoterapiler tıpkı diğer terapilerde olduğu gibi terapi hedeflerine ulaşıldığında sonlandırılır. Yani kişi davranışlarının altında yatan dinamik nedenlere ve çocukluk travmalarının günümüze yansımalarına yönelik farkındalık kazandığı, sağlıklı davranış örüntüleri geliştirebilme becerisinin farkına varıp bu becerisini kullanabildiği zaman terapi süreci tamamlanır.
Kontrol seansı şart değildir. Böyle bir seansın organize edilip edilmeyeceği vaka özelinde karar verilir. Ancak kontrol seansı olacaksa bu seans, son seanstan bir hafta sonra gibi yakın bir sürede yapılmaz. Zaten danışan süreci tamamladığı için böyle bir sıklığa ihtiyaç da yoktur.
Beytepe Mahallesi, Beyler Caddesi, 5339 Sokak no:7,
Çankaya/Ankara